Ne yol veren oldu, ne hal soran oldu;

Ne yol veren oldu, ne hal soran oldu;

Var olan yalnız hanemde çırpınır durur oldum.

Gözümde yaş oldu ve olan hayatım telaşla doldu;

Çalmamış kapı bırakmadım açan olmadı.

Hekim doktora gittim çare bulmadı.

 

Şu kanayan yarama çare bulunmadı,

Çırpınır durur, ağlarım var olan hanemde.

Sağıma baktım, soluma baktım; seslendim duyan olmadı.

Günler geçti, aylar geçti, yıllar geçti,

Abi kardeş dediklerim hal hatır sormayıp yanımdan geçti.

 

Zaman durdu, hayat durdu, yaşamak durdu;

Acıdan gözümdeki yaş kurudu.

Anladım ki beni var eden Allah’tan başka dost yok;

Bir tas çorbayı elime verip minnet eden çok.

 

Ne edep kaldı, ne de haya,

Beni gören der ki kendine ettin ziya!

Geç şu mevlanın yolundan gel fani cihanda et sefa;

Dedim ki geçtim fani hanın sefasından.

 

Versin RABBİM yolundan cefa

Razıyım ondan gelen cefa ile belaya.

O ne nimet eder verdiğine ne de eder peya,

Geçtim kardaş dünyanın sefasından

Rabbimin yolunda var vefa…

 

Seher Fidaner

Yorum Gönder

12 Yorumlar