Müjde mi; değil mi?



Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesinin 27 yeni toplu taşıma aracı alması ve bunun tanıtımının yapılması tabi ki müjdedir. Çünkü Şanlıurfa'nın toplu taşıma ulaşımında gerçekten büyük eksiklikler yaşanıyor ve ulaşım filosunun güçlendirilmesi adına satın alınmış araçlar var. Yani burada bir icraatı görmüş oluyoruz.

Toplu taşıma konusunda söz konusu eksiklikleri zaten hepimiz biliyoruz. Özellikle Abide ile Balıklıgöl arasındaki güzergahta sefer yapan 63 Nolu otobüsünde yolcuların sıkışmadan yolculuk yaptığını çok az görüyoruz. Sürekli tıklım tıklım dolan otobüste artık bir kişinin dahi binecek yerinin kalmadığını çok görüyoruz. Bu sorunun göz önünde bulundurulması ve araç sayısının artırılmasına müjde dememekle tabiki hata etmiş oluruz.

Otobüs sayısının artırılması tabiki kent için müjdedir ama ulaşımda yaşanan sorunu da sadece bu nedene bağlamak büyük yanlışlık olur. Toplu taşıma aracının eksikliği sadece sorunun bir kısmını çözer. Diğer nedenler de vardır. Örneğin denetim, plansızlık gibi nedenler.

Ulaşımda yaşanan en önemli sorunlarından biri otobüslerin plansız bir şekilde sefer yapmalarıdır. Yoğunluğun olduğu mahalleler olduğu gibi yoğunluğun yaşanmadığı mahalleler de var. Öte yandan hangi saatte yoğunluğun olacağı hangi saatte yoğunluğun olmayacağı planlaması da belli. En fazla iş mesaisinin olduğu sabah ve akşam saatleri. Bu saatlerde her bölgeye yoğunluk artar.

Bazı bölgelerde toplu taşımayı kullanma yoğunluğu fazladır. Örneğin Karaköprü güzergahlarında sefer yapan 72 numaralı otobüs çoğu kez yoğundur. Ancak Akabe Toki güzergahında sefer yapan otobüslerde yoğunluk daha azdır.

Her güzergahta küçük ve büyük toplu taşıma araçları mevcuttur. Bazı mahalleler hariç. Çünkü bazı mahalleler büyük otobüslerin geçişine uygun değildir. Ancak çoğu zaman seferlerde plansızlığın olduğuna şahit oluyoruz. Yoğun olan saatlerde küçük otobüs çalışıyor, vatandaşlar otobüste adım atacak yer bulamıyor. Daha sonra yoğunluğun kalmadığı saatlerde büyük otobüsler sefer yapıyor, bu kez araçlar boş gidip geliyor.

Zaten toplu taşımadaki durumu göz önünde bulundurmak çok zor değil. Planlı bir şekilde çalışmak hem soruna neden olmaz hem de daha fazla tasarruf sağlar.

Otobüslerin saatinde durakta olmaması da vatandaşlara ayrıca çile yaşatıyor. Bir durağa 10 dakikada bir otobüs gelmesi gerekirken, bazen 25-30 dakika geçiyor ama halen otobüs gelmiyor. Bu durum yoğunluğun birikmesine neden olurken, yapılan yolculuk yine çileye dönüşüyor. Ardından gelen otobüs ise 5 dakika aralıkla geliyor. Bazen aynı hatta ard arda 3 otobüs gidiyor, en öndekinde yolcular sıkışarak yolculuk yaparken, arkadan gelen diğer ikisi boş gidiyor. 

Öte yandan Büyükşehir Belediyesi tarafından özel halk otobüslere de kart basılması için cihaz verilmiş. Bu otobüslerde hem para geçerli hem de kart. Belediye tarafından verilen ücretsiz kartların basılması için de özel halk otobüslere ayrıca bin lira civarında ödenek sağlanıyor. Ancak bu özel halk otobüsü görevlileri ücretsiz basılan kartları kabul etmiyor. Çoğu zaman gördükleri yaşlı ya da engelli vatandaşları ücretsiz kart kullanıyorlar diye otobüse almıyorlar. Bu durum ise büyük oranda mağduriyete neden oluyor.

Bana göre ücretsiz kartlar konusunda yaşanan sorunun en büyük sorumlusu Büyükşehir Belediyesidir. Çünkü özel halk otobüslerine cihaz kullanma hakkı veriyorsa, üzerine bu kartlar için ayrıca ödenek sunuyorsa, bunu denetlemesi görevi de Büyükşehir Belediyesindedir. Vatandaşlardan o kadar şikayet gelmesine rağmen halen bu otobüslerin cihaz kullanmasına izin veriliyorsa, en büyük sorun buradadır diyebiliriz. Zabıta ekipleri vatandaş gibi görünerek ücretsiz kartla otobüse binmeli. Ücretsiz kartın basılmasına tepki gösterenlerden kart cihazı alınmalı.

Toplu taşıma araçları alarak ulaşımdaki sorunların tümünün bitmeyeceğini görüyoruz. O halde sorunların diğer kısmını da ele almak gerekir.


Yazan: Murat Doğan

Yorum Gönder

0 Yorumlar