Muğla'dan bisikletleriyle yola çıkan 'Küçük 1 Aile' tarihin
sıfır noktası Göbeklitepe'ye bin 500 kilometre pedal çevirerek ulaştı.
10 Temmuz'da Muğla'nın Marmaris ilçesinden Göbeklitepe'yi
ziyaret etmek için bisikletleriyle yola çıkan 'Küçük 1 Aile' bin 500 kilometre
boyunca pedal çevirerek Göbeklitepe'ye ulaştı. Pekçedenöz ailesi, 27 gün süren
yolculuklarının ardından UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alan Göbeklitepe'ye
ulaştı. Pekçedenöz ailesini burada Şanlıurfa İl Kültür ve Turizm Müdürü Aydın
Aslan ile Urfa Bisiklet Topluluğu (URBİT) üyeleri karşıladı. Bisikletlerini
bırakarak Göbeklitepe ören yerini gezen 'Küçük 1 Aile'ye Kültür Ve Turizm
Müdürü Aslan tarafından tarihin sıfır noktası Göbeklitepe ile ilgili bilgi
verildi.
Aydın Aslan: Göbeklitepe, insanlığın ata yurdudur
Şanlıurfa İl Kültür Müdürü Aydın Aslan, "2019 yılı,
biliyorsunuz Göbeklitepe Yılı. Bu kapsamda sadece ilimizde değil, dışarıda da
bu noktada Göbeklitepe konusunda duyarlılık gösteren değerli insanların
olduğunu bilmek Göbeklitepe’yi tarihin başlangıcı kabul etmek, Göbeklitepe’ye
farklı yolardan ulaşmaya çalışmak bizi mutlu ediyor. Çünkü biz biliyoruz ki
Göbeklitepe sadece ilimizin değil, bölgemizin de değil, tüm insanlığın ortak
ata yurdudur. Ortak mirası, bu noktada insanların bu bilinçle hareket ederek
Göbeklitepe'nin bu yönünü ortaya çıkartmak adına yapmış olduğu bu tarz
etkinlikler, bizim için gerçekten mutluluk verecek. Hele de 4 kişilik bir
çekirdek ailenin büyük bir aile olarak yola çıkması ve buna rağmen 27 gün sonunda
yaklaşık bin 500 kilometre gibi bir zorluğu göze alarak Urfa'ya, Göbeklitepe'ye
gelmeleri bizim için çok önemli. Bu noktada bir Urfalı olarak, Göbeklitepe
sevdalısı olarak da ayrıca teşekkür ediyorum." dedi.
Özgül Pekçedenöz: Hayatımızda bir anı olarak kalacak
Anne Özgül Pekçedenöz, "Güldük, ağladık, tartıştık
kavga ettik, gerildik ama sonuna baktığımız zaman güzel bir yolculuktu. Bizim
hayatımızda yer edecek bir yolculuktu, önümüzdeki yaşantımızda hep
akıllarımızda güzel bir anı olarak kalacak. Gerçekten çok zorlu yerlerden
geçtik, tehlikeler atlattık. Özellikle sürücülere sesleniyorum, lütfen
bisikletli gördüğünüz zaman onlara biraz daha saygılı davranın! Yani dibinden
değil de biraz daha mesafe koyarak geçmeleri gerekir. Çünkü araçların en ufak
rüzgarlarından bizler çok etkileniyoruz. Dibimizden geçtikleri zaman ister
istemez bir rüzgar oluyor. Bu da dengemizi bozuyor. Bu konuda sürücülerin biraz
daha dikkatli olması gerek. Çünkü yollar hepimizin, sadece arabaların değil.
Bundan dolayı sürücülerin daha dikkatli olmalarını istiyorum biraz daha saygılı
olmalarını istiyorum.” ifadelerini kullandı.
Ceren Pekçedenöz: Zorlandığımız bozuk yollar çoktu
Ceren Pekçedenöz,"Yolculukta en çok zorlandığımız
yerler çoğunlukla asfaltların kötü olması, trafiğin çok sıkışık,yolların dar
olması. Çok zorlandığımız yokuşlar da vardı ama hepsini çıktık, yürüyerek de
olsa yavaş da olsa hep beraber onları aştık. Bisiklet yollarına gelirsek
bisiklet yolları birçok şehirde var ama bence yeterli değil. Çünkü yine de bisiklet
yollarından motosikletler geçiyor, yayalar yürüyor. O yüzden sadece
bisikletlere yapılan yol değil, Türkiye'de bir sürü araç kullanıyor. O yüzden
yollarda bazı yerlerde asfalt yoktu. O yüzden yolu yapan biri o yolda ilk önce
bisikletle gitmesi lazım.” sözlerine yer verdi.
Mithatcan Pekçedenöz: Böyle bir yolculuğu tekrar yapmak
isterim
10 yaşında olan Mithatcan Pekçedenöz, "Bu yolculukta
zorlandığım zamanlar da oldu. Yağmurlu günlerde çadır kurduk, çok zorlandık.
Bazen yangın haberleri aldık, geçmekten korktuk. Yani yolculuk bizim için zorlu
ama eğlenceli geçti. Büyüklerime sesleniyorum, ben ve ablam buraya geldiysek
siz de evden işe ekmek almaya bisikletle gitmekte üşenmemelisiniz. Burası güzel
bir yer, buraya gelin ama ama arabayla değil, bisikletle gelin. Veya arabanızın
arkasına bisikletimizi koyun son 10 kilometreyi bu yokuşları çıkarak bisikletle
gelin. En azından çok eğlendim. Böyle bir yolculuğu tekrar yapar mıyım
bilmiyorum ama inşallah tekrar böyle bir yolculuk yaparız." şeklinde konuştu.
Rüştü Pekçedenöz: Göbeklitepe'nin eskisinden daha güzel
olmasını umuyorum
Baba Rüştü Pekçedenöz, "10 Temmuz günü Marmaris
Meydanı'ndan küçük bir aile olarak yola çıktık. Sevdiklerimiz, arkadaşlarımız,
bisikletlerinin değerli üyeleri, Marmaris Belediyesi'nin çalışanları sağ
olsunlar bizi uğurladılar. Tabii zorlu bir yolculuk, bin 500 kilometreyi kat
ederek 27 gün sonra buraya vardık. Göbeklitepe bizi çok mutlu etti. Hem bir
aile olarak, kendi yolculuğumuza çıkmak hem de tarihin bu kadar önemli noktasına,
bütün dünyanın kabul ettiği insanlığın en eski yeri olarak kabul edilen bu
noktaya gelmek bizim için muhteşemdi. Çocuklara bizim değerli hocalarımız İlber
Ortaylı, Celal Şengör hocalarımızın dediği gibi, coğrafyayı, tarihi gerçekten
öğrenmek istiyorsan, bazı zorlukları göze almamız lazım. Sadece çocuklara kitap
okuyun demekle olmaz. Ailelerin görevi onlara örnek olmak, onları motive etmek,
onlara önderlik etmektir. Biz çocuklara bugün bin 500 kilometre boyunca birçok
tarihi Ören yerlerine gittik, onlara birebir tarihi yaşattık. Sanıyorum bu
altyapı, bu temel onların ileride çok çok ufuklarını açacak. Yeni yolculuklara,
yeni maceralara, yeni tarih ve coğrafya ile ilgili teşvik edecek. Bizim
dışımızda ailelerin de bu motivasyondan etkileneceğini düşünüyorum. Çünkü çok
güzel şeyler yaşadık bu yolculukta. Hem çok değerli insanlarla tanıştık, hem
memleketimizin çok güzel yerlerinden geçtik. Tarih-Coğrafya-Gastronomi yani bir
çocuğun bu yaşta öğrenebileceği çok değerli bilgilerle yoğruldu bu yolculuk.
Unutulmaz 27 gündü ve sonunda buradayız. Bisiklet camiamıza da böyle bir şeyin
hayırlı olmasını diliyorum. Marmaris bisikletler topluluğu başkanına teşekkür
ediyoruz. Biz bisikletle yolculuk yaptık. Artık çevrenin buna ihtiyacı var.
Yani artık petrol değil, doğal enerji kaynakları yenilenebilir enerji
kaynaklarını çocuklarımıza öğretmemiz lazım. Çevremiz bizim bu lüksü artık
kaldırmıyor. Bu yolculukları bisikletle yapmak, mümkün olduğu kadar bisikleti
vatandaşlar olarak hayatımıza sokmak zorundayız. Daha ilk 30 kilometrede oğlum
Mithatcan 'Baba Mısıra gidelim' dedi. Yol boyunca en çok zorlayan şeyler tabii
malum yokuşlar oldu. Yani 25 kilometreye varan yokuşlar çıktık. Bunu sosyal
medyada güldük, ağladık, sinirlendik ama pes etmedik. Çocuklara pes etmemeyi
öğretmek de bu yolculuğun bir baba olarak benim en çok vurgulamak istediğim
yanlarından biriydi. Çünkü hayatta yokuşlar vardır, düşler vardır ama kalkmayı
bilmek lazım. O yokuşun sonunda muhakkak yüzünüzü güldürecek bir inişi vardır.
Göbeklitepe inşallah eskisinden daha iyi bir yer olacak. Son 10 kilometrelik
asfalt çok kötü. Lütfen bu asfaltı Göbeklitepe’nin hak ettiği şekilde
düzeltelim. Çünkü burası artık dünyaya miras olmuş bir yerdir. Ama her şeyi
yokuşu çıkınca unuttuk. 27 günde gerçekten çok güzel günler yaşadık.
yağmurlarda ıslandık, yeri geldi yolun ortasında çadırımızı kurduk. Yağmurda
ıslanmamak için saatlerce bekledik ama onlar geldi geçti. Şimdi mutluluk
zamanı. Geriye hayat boyu alınacak güzel bir anı yazıldı.” diye konuştu.
0 Yorumlar