Bir memlekette her ne kadar verimli tarım arazileri olsa da
bu tarım sektörüne destek verilmezse o memlekette tarım zamanla yok olur.
Düşünün ki verimli arazilerin geniş yer kapladığı ve bu
arazilerin suyla buluşmasını sağlayan bir proje getiriliyor ama buna rağmen her
geçen gün çiftçiler, tarım işini terk ediyor ve köyden kente göç ediyor.
Son 10 yılda yüz binlerce çiftçinin tarım sektörünü terk
ettiğini gösteren bazı veriler bulunuyor. Geçtiğimiz günlerde bir milletvekili,
Mecliste söz alarak ziraat odalarından aldığı bilgilerle son 3 yılda 5 milyon
485 bin dekar tarım alanının yok edildiğini belirtti.
Tarım politikası doğru bir şekilde uygulanmazsa memlekette
tarım bitmiş demektir.
Çiftçilerin ürününü satmasına destek verilmezse,
Tohum, gübre, yakıt gibi maliyet çiftçiyi zorlayacak şekilde
artırılırsa,
Üreticinin ürünü düşük fiyata alınıp ya da yerli ürün yerine
ithal ürünün yolu açılırsa,
Aynı bölgede bulunan arazilerin bir kısmı su bulamazken,
diğer araziler suya boğulursa,
Tarımda çalışan işçilerin iyi şartlarda çalıştırılmaması
sonucu başka memleketlere göçün kapısı aralanırsa,
Pamuk üreticisinin düşük fiyattan dolayı ürününü zamanında
toplamaması ve o ürünün tarlada çürümesine göz yumulursa,
Birçok tarım arazisi kontrolsüz bir şekilde betonla
buluşturulursa,
Tarım kentinden başka kentlere tarım işçiliği göçü
yaşanıyorsa,
Ürünün çiftçinin elinde kalmasına herhangi bir önlem
alınmazsa,
Tarım maliyeti bu kadar yükselmişken, ektiği karpuza bile
alıcı bulamayan çiftçi karpuzları koparıp atarsa o memlekette tarım bitmiş
demektir.
Şanlıurfa'da da tarım alanında üst üste yığılmış sorunlar
bulunuyor. Şanlıurfa'nın verimli tarım arazileri GAP'ın içinde bulunmasına
rağmen halen birçok arazi suya kavuşamamış durumda. Suya kavuşan bazı
bölgelerde de birçok kez su bırakılmıyor, ekilen ürünler kuruyup gidiyor.
Bazı bölgelerde de sulama hatlarında onarımın yapılmaması
sonucu tarım arazileri adeta göle dönüştü. Aynı hatalar tekrarlanmasına rağmen
halen ders alınmıyorsa, şu anda köylerde üretimin yapılmaması normal bir
durumdur.
Yazan: Murat Doğan
0 Yorumlar